Dünya Yaşlılar Haftası 18-24 Mart
20 Şubat 2020

   Yaşlılar Haftası

          Her yıl 18–24 Mart tarihleri arası "Yaşlılara Saygı Haftası" olarak kutlanmaktadır. Yaşlanma, organizmanın giderek biyolojik verimliliğini yitirmesi, çevresine uyumda güçlük çekmesi ve direnç mekanizmalarında gerileme olarak tanımlanabilir.

       Tıbbi ve toplumsal gelişmelerin yaşlılığın sınırını sürekli olarak yukarı çekmesi, günümüzde her bir bireyin biyolojik, psikolojik, sosyal yaşantıların yanı sıra farklı genetik ve sosyokültürel gruplarda normal yaşlanma özellikleri değişebilmekle birlikte genel olarak yaşlanmanın başlangıç yaşı 65 olarak kabul edilmektedir. Her toplumun hafızası olmalıdır ve bazen bunu sağlayan toplumun yaşlılarıdır. Toplumların yaşlı nüfuslarına sunabildikleri hizmet kalitesi kadar gelişmişliklerinden söz edilebilir. Yaşlılar haftası ülkemizde geriatrik yaş grubunun hayat kalitesini yükseltmek kadar toplum dışına itilmelerinin önlenmesi açısından da bu konuların gündeme getirildiği bir hafta olarak içinde aktiviteler barındırmaktadır.


        Psikolojik açıdan yaşlılığın olumlu ve olumsuz tarafları madalyonun iki yüzü gibidir. Bu nedenledir ki, sağlık ve sosyal politikalar oluşturulurken yaşlanmanın kazanç ve kayıplarını bilmek ve bunlara ilişkin bilimsel temelli politikalar geliştirmek önemlidir.
 
        Yaşlanmadan bilgeleşmek mümkün değildir. Bilgelik ise paha biçilmez bir beceridir. Bu beceriden değişik alanlarda faydalanmak toplumsal ilerleme açısından kritiktir.
 
        Sosyal anlamda yeni bir başlangıç olarak kabul edilen emekliliğe nasıl bakılmaktadır? Bu konuda durum saptaması yapmak ve bu dönem için yapıcı ve yenilikçi öneriler sunmak üzere kapsamlı bir araştırma yürütülmektedir. Araştırmanın sonuçları ve konunun sağlık, sosyal, psikolojik, ekonomik boyutları yakın zamanda bir kitap halinde ilgililerle ve kamuoyu ile paylaşılacaktır.
 
Yaşlı insanların toplum içinde yaşayıp, normal bir sosyal yaşam sürdürmeleri ve buna bağlı olarak da fiziksel ve ruhsal sağlıklarından daha fazla keyif almaları ve üretkenliklerini sürdürebilmeleridir. Bu aşamada kuşaklar arası iletişimin, yaşlıların deneyim ve birikimlerinin gençler ile paylaşılmasının ve gençlerin katkıları ile toplumsal değişimlerin ve pek çok yeniliklerin farkında olunmasının da yaşlıya olumlu katkıları olacağının da göz ardı edilmemesi gerekir.